Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Aygaz’ın Sahibi Kimdir ?
Türkiye’nin içecek kültürü denildiğinde, çay ve kahveden sonra akla gelen en güçlü imgelerden biri, o ikonik yeşil şişesiyle sofraların baş tacı olan maden suyudur. Özellikle ağır bir yemeğin ardından, yaz sıcaklarında ferahlamak istendiğinde ya da sadece vücudun mineral ihtiyacını karşılamak amacıyla elimizin gittiği ilk seçeneklerden biri şüphesiz Beypazarı markasıdır. Ankara’nın tarihi ve turistik ilçesi Beypazarı’nın adını sadece Türkiye’ye değil, kıtalar ötesine taşıyan bu marka, yarım asrı deviren tecrübesiyle sektörün lider oyuncularından biri konumundadır.
Peki, raflarda görmeye alıştığımız, çocukluğumuzdan beri tadını bildiğimiz bu dev markanın arkasındaki güç kim? Beypazarı Maden Suyu’nun sahibi kimdir ve bu yerel lezzet nasıl küresel bir deve dönüştü? Bu yazımızda, sadece bir ismin cevabını değil, aynı zamanda azimle örülmüş bir sanayileşme destanını, yer altından fışkıran şifanın şişelenme serüvenini ve markanın kurumsal yapısını derinlemesine inceleyeceğiz.
Beypazarı Maden Suyu’nun hikayesi, aslında bir ailenin vizyoner bakış açısıyla başlar. Markanın kökleri 1957 yılına dayanmaktadır. O dönemde, henüz sanayileşmenin emekleme aşamasında olduğu Anadolu topraklarında, toprağın derinliklerinden gelen bu doğal hazinenin değerini anlayan isim Cemil Ercan olmuştur. Markanın kurucusu olarak tarihe geçen Cemil Ercan, o günün kısıtlı imkanlarıyla, belki de bugün ulaşılan devasa üretim kapasitelerini hayal bile edemeden ilk adımı atmıştır.
Ancak bir markanın kurulması kadar, onun yaşatılması ve büyütülmesi de hayati önem taşır. İşte bu noktada sorumuzun asıl cevabı olan isim, ikinci kuşak temsilci Niyazi Ercan sahneye çıkmaktadır. Bugün Beypazarı Maden Suyu Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Niyazi Ercan, babasından devraldığı bayrağı çok daha yukarılara taşıyan, markayı modernize eden ve dünya standartlarında bir üretim tesisine kavuşturan isimdir. Dolayısıyla “Beypazarı Maden Suyu’nun sahibi kimdir?” sorusunun günümüzdeki karşılığı, Ercan Ailesi ve ailenin lideri Niyazi Ercan’dır.
Niyazi Ercan, sadece masabaşında imza atan bir patron figürü olmaktan çok uzaktır. Kendisiyle yapılan röportajlarda ve sektördeki bilinirliğinde öne çıkan en belirgin özelliği, işine duyduğu tutkudur. Genç yaşlarda işin mutfağına giren Ercan, üretim süreçlerinin her aşamasına hakimiyetiyle tanınır. Fabrikanın modernizasyon sürecinde, teknolojinin en son imkanlarını Beypazarı’na getirmek için büyük yatırımlar yapmıştır.
Onun yönetim anlayışında, sadece kar etmek değil, aynı zamanda memleketi olan Beypazarı’na ve ülke ekonomisine katkı sağlamak ön plandadır. Niyazi Ercan’ın vizyonu sayesinde, eskiden daha manuel yöntemlerle ve sınırlı sayıda üretilen maden suyu, bugün saatte milyonlarca şişenin dolumunun yapıldığı, el değmeden üretim yapılan devasa tesislerde işlenmektedir. Bu dönüşüm, Niyazi Ercan’ın “en iyisini yapma” arzusunun bir sonucudur. Kendisi, markanın kurumsallaşması ve ihracat ağının genişlemesi konusunda stratejik hamleler yaparak, Beypazarı isminin bir “dünya markası” olma yolunda ilerlemesini sağlamıştır.
Markanın başarısının arkasındaki tek faktör yönetim becerisi değildir; asıl kahraman doğanın kendisidir. Ankara’nın Beypazarı ilçesi, jeolojik yapısı itibarıyla Türkiye’nin en değerli maden suyu yataklarından birine ev sahipliği yapar. Yer kabuğunun en derin katmanlarından süzülerek gelen, yolculuğu sırasında geçtiği kayaçlardan mineralleri bünyesine katan bu su, eşsiz bir mineral dengesine sahiptir.

Niyazi Ercan ve ekibinin en büyük başarısı, doğanın sunduğu bu mucizeyi, doğallığını hiç bozmadan şişeleyebilmeleridir. Kaynağından çıktığı andan itibaren, dış ortamla temas etmeden, mineral yapısı bozulmadan ve herhangi bir yapay işlemden geçmeden tüketiciye ulaştırılması, markanın “doğal” vurgusunun altını dolduran en önemli etkendir. İçeriğindeki zengin magnezyum, kalsiyum, sodyum ve bikarbonat oranları, bu suyun sadece bir ferahlatıcı değil, aynı zamanda bir sağlık iksiri olarak görülmesini sağlar. Ercan ailesi, bu kaynağın korunması ve sürdürülebilirliği konusunda da büyük bir hassasiyet göstermektedir.
1957 yılında başlayan serüven, bugün akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Niyazi Ercan yönetimindeki Beypazarı Maden Suyu tesisleri, Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise sayılı dolum tesislerinden biri haline gelmiştir. Tesislerdeki teknolojik altyapı, saatte 300 bin şişenin üzerinde üretim yapabilme kapasitesine sahiptir. Bu rakamlar, markanın pazar payının ne denli büyük olduğunu gözler önüne sermektedir.
Tam otomasyon sistemlerinin kullanıldığı fabrikada, hijyen standartları en üst seviyededir. Şişelerin yıkanmasından dolumuna, kapaklanmasından etiketlenmesine kadar her aşama, bilgisayar kontrollü sistemlerle yönetilir. Bu teknolojik yatırımın arkasındaki isim olan Niyazi Ercan, kaliteden ödün vermemenin tek yolunun sürekli gelişim ve inovasyon olduğuna inanmaktadır. Şirket, sadece iç pazarın talebini karşılamakla kalmayıp, 30’dan fazla ülkeye ihracat yaparak “Türk Malı” kalitesini yurt dışında da temsil etmektedir.
Ercan ailesi ve Beypazarı markası, sadece ticari bir faaliyet yürütmenin ötesinde, toplumda “maden suyu tüketim bilinci” oluşturmayı da misyon edinmiştir. Türkiye’de ne yazık ki maden suyu ile yapay soda kavramları sıklıkla karıştırılmaktadır. Niyazi Ercan, katıldığı pek çok platformda bu farkı anlatarak, doğal mineralli suyun insan sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekmektedir.
Özellikle kemik gelişimi, kalp sağlığı, sindirim sisteminin düzenlenmesi ve vücudun elektrolit dengesinin korunması gibi konularda maden suyunun faydaları bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Marka, bu bilimsel verileri tüketicilerle paylaşarak, maden suyunun sadece hazımsızlık çekildiğinde değil, günlük yaşamın bir parçası olarak, sporcular, çocuklar ve yaşlılar tarafından da tüketilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu bilinçlendirme çalışmaları, markanın sosyal sorumluluk anlayışının bir parçasıdır.
Beypazarı Maden Suyu, bulunduğu ilçenin ekonomisi için de lokomotif bir güçtür. İstihdam ettiği yüzlerce personel ile bölge halkına iş imkanı sağlayan firma, aynı zamanda ilçenin tanıtımına da büyük katkı sunar. Şişelerin üzerindeki “Beypazarı” ibaresi, dünyanın dört bir yanındaki market raflarında yer alarak, bu tarihi ilçenin adeta gönüllü turizm elçiliğini yapmaktadır.
Şirket, vergi rekortmenleri listelerinde de sıklıkla yer alarak ülke ekonomisine sağladığı katma değeri kanıtlamaktadır. Tamamen yerli sermaye ile kurulmuş ve büyümüş olması, kazancını yine bu topraklara yatırması, Ercan ailesinin milliyetçi ve vatansever duruşunun bir göstergesidir. Yabancı ortaklıklar veya satış teklifleri yerine, kendi öz sermayesiyle büyümeyi tercih eden bir yönetim stratejisi izlenmektedir.

Niyazi Ercan liderliğindeki Beypazarı Maden Suyu, geleceğe yönelik hedeflerini de büyütmeye devam etmektedir. Sadece klasik maden suyu ile değil, tüketicilerin değişen damak tatlarına uygun olarak geliştirdikleri meyve aromalı maden suları, gazozlar ve vitaminli içeceklerle de ürün gamını genişletmektedirler. Ar-Ge çalışmalarına verilen önem, markanın dinamizmini korumasını sağlamaktadır.
Ayrıca çevre dostu üretim teknikleri, cam şişe kullanımındaki ısrar (camın en sağlıklı ambalaj olması nedeniyle) ve geri dönüşüm konusundaki hassasiyetleri, markanın sürdürülebilirlik vizyonunu ortaya koymaktadır. Hedef, Beypazarı markasını dünyada “Türk Maden Suyu” denilince akla gelen ilk ve en güçlü marka olarak kalıcı hale getirmektir.
Özetlemek gerekirse; Beypazarı Maden Suyu’nun sahibi, kuruluş temellerini atan merhum Cemil Ercan’ın oğlu Niyazi Ercan ve Ercan Ailesi’dir. Ancak bu sahiplik, sadece kağıt üzerinde bir hisse sahipliği değildir. Bu, 1957’den beri süregelen bir emeğin, alın terinin ve Anadolu’nun bereketli topraklarına duyulan inancın hikayesidir.
Niyazi Ercan, babasından aldığı mirası bir sanayi devine dönüştürürken, doğallıktan ve kaliteden ödün vermemiştir. Bugün sofralarımızda yer alan o yeşil şişe, sadece serinletici bir içecek değil, aynı zamanda yerli üretimin gücünü, bir ailenin azmini ve Türkiye’nin jeolojik zenginliğini temsil etmektedir. Beypazarı Maden Suyu, Ercan ailesinin yönetiminde, geçmişten aldığı güçle geleceğe akmaya ve şifa dağıtmaya devam edecektir.
Yorum Yaz