Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Ford Otosan’ın Sahibi Kimdir ?
Dünyanın dört bir yanında milyonlarca kişinin tercihi haline gelen Domino’s, bugün sadece bir pizza markası olmanın ötesinde, hızlı servis ve müşteri memnuniyeti denildiğinde akla gelen küresel bir zincir konumunda. Ancak birçok kişinin aklındaki temel sorulardan biri şudur: Domino’s’un sahibi kimdir ve markanın bu noktaya gelmesindeki hikâye nedir?
Bu yazıda, Domino’s’un kuruluşundan bugüne uzanan serüvenini, dünya çapında büyüme stratejilerini ve Türkiye’deki yapılanmasını ele alacak, sonunda da markanın gerçek sahibini detaylıca açıklayacağız.
Domino’s’un temelleri 1960 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan eyaletinde atıldı. Thomas Monaghan, küçük bir pizza dükkanını satın alarak işe başladı. O dönemde pizzanın ABD’de yeni yeni popülerleşmeye başladığını düşündüğümüzde, Monaghan’ın girişimi oldukça cesur bir adımdı.
İşin sırrı, yalnızca pizza yapmakta değil, hızlı servis anlayışını geliştirmekteydi. Monaghan, pizza siparişini en kısa sürede müşteriye ulaştırmayı hedefledi. Bu vizyon, ilerleyen yıllarda Domino’s’un tüm dünyada bilinen “hızlı teslimat” algısının doğmasına yol açtı.
Bugün Domino’s, 85’ten fazla ülkede faaliyet gösteren, 14 binden fazla şubesi bulunan dev bir zincir haline gelmiş durumda.

Domino’s’u diğer pizza markalarından ayıran en önemli özellik, eve teslim konseptini ön plana çıkarması oldu. 1970’lerden itibaren şirket, yalnızca pizzanın lezzetiyle değil, teslimat hızındaki iddiasıyla da müşterilerin gözünde farklı bir noktaya yerleşti.
Hatta bu vizyon o kadar güçlüydü ki, Domino’s uzun yıllar boyunca “30 dakika içinde teslimat” sloganıyla anıldı. Teslimat gecikmesi yaşandığında ise müşteri, sipariş ettiği pizzayı ücretsiz alma hakkına sahip oluyordu. Bu yaklaşım, marka sadakatinin ve müşteri memnuniyetinin temel taşlarından biri haline geldi.
Türkiye ile Domino’s’un yolları 1996 yılında kesişti. İlk şube İstanbul’un Ulus semtinde açıldı. Türk tüketiciler, pizza kültürünü Domino’s’un pratik ve hızlı servis anlayışıyla tanıma fırsatı buldu.
Bugün geldiğimiz noktada, 530’u aşkın şubeyle Türkiye’nin en yaygın pizza zinciri konumunda. Bu rakam, Domino’s’un ülkemizdeki hızlı büyümesinin ve Türk tüketicisinin markaya olan ilgisinin en açık göstergesidir.
Domino’s Türkiye, sadece pizza satışıyla değil, sektöre getirdiği yeniliklerle de dikkat çekti. “Evlere servis” modelini Türkiye’de yaygınlaştırarak fast food sektöründe önemli bir dönüşümün öncüsü oldu.
Domino’s’u farklı kılan yalnızca lezzet değil; müşteri deneyimine yönelik geliştirdiği yeniliklerdir:
Bu stratejiler, markanın Türkiye’deki liderliğini pekiştirmesinin yanı sıra, dünya genelinde de rekabette öne çıkmasını sağladı.

Domino’s’un tarihinde ilginç bir anekdot da bulunuyor. 1980’li yıllarda şirketin kurucusu Thomas Monaghan, Michigan’da dev bir genel merkez binası planladı. “Pizza Kulesi” adı verilen bu yapı, eğik tasarımıyla İtalya’daki Pisa Kulesi’ne benzetiliyordu.
Her ne kadar proje tam anlamıyla hayata geçirilememiş olsa da, Domino’s’un büyüme vizyonunun ve cesur fikirlerinin bir sembolü olarak anılmaya devam etti. Bugün bile markanın genel merkezi yakınlarında bu projeye ait bir maket bulunuyor.
Türkiye’de Domino’s’un başarısında önemli bir isim var: Aslan Saranga. Domino’s Türkiye’nin kurucusu olan Saranga, aynı zamanda DP Eurasia’nın CEO’su.
DP Eurasia, Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkelerde de Domino’s markasının faaliyetlerini yürütüyor. Saranga’nın liderliğinde Domino’s Türkiye, sadece şube sayısını artırmakla kalmadı, aynı zamanda pizza sektöründe yenilikçi uygulamalar ve agresif büyüme stratejileriyle adından söz ettirdi.
Şimdi gelelim en çok merak edilen soruya: Domino’s’un sahibi kimdir?
Domino’s, bugün global ölçekte halka açık bir şirkettir. Merkezi ABD’de bulunan Domino’s Pizza, Inc., New York Borsası’nda işlem gören bir anonim şirkettir. Yani markanın tek bir kişiye ait olduğunu söylemek doğru değildir.
Ancak markanın kurucusu Thomas Monaghan’dır. Monaghan, 1980’lerde şirketteki hisselerinin büyük bir kısmını satarak yönetimden çekilmiştir. Bugün şirketin sahipliği, yatırımcılar ve hissedarlar arasında dağılmış durumdadır.
Türkiye özelinde ise markanın işletmesini DP Eurasia üstlenmektedir. DP Eurasia’nın başında Aslan Saranga vardır. Yani Türkiye’de Domino’s’un başarısının arkasındaki isim, Saranga ve ekibidir.

Domino’s, dünyanın en büyük pizza zinciri olmanın ötesinde, her geçen gün yeni pazarlara açılan, dijitalleşmeye yatırım yapan ve müşteri deneyimini geliştirmeye odaklanan bir marka olarak yoluna devam ediyor.
Türkiye’de de hızlı büyümesini sürdüren Domino’s, önümüzdeki yıllarda daha fazla şube, daha inovatif ürünler ve daha güçlü bir dijital altyapı ile müşterilerine hizmet vermeyi planlıyor.
Domino’s’un hikâyesi, küçük bir dükkândan başlayıp 85 ülkeye yayılan bir başarı öyküsüdür. Kurucusu Thomas Monaghan, markanın temellerini atmış; bugün ise Domino’s Pizza Inc. küresel ölçekte halka açık bir şirket olarak faaliyet göstermektedir.
Türkiye’deki yönetim ise DP Eurasia çatısı altında Aslan Saranga liderliğinde yürütülmektedir. Yani Domino’s’un gerçek sahibi, tek bir kişi değil; dünya genelinde yatırımcıların, Türkiye’de ise Saranga ve ekibinin vizyonunun birleşimidir.
Kısacası, “Domino’s’un sahibi kimdir?” sorusunun cevabı: Kurucusu Thomas Monaghan’dır, günümüzde ise markanın global sahibi Domino’s Pizza Inc. ve Türkiye’deki temsilcisi DP Eurasia’dır.
Yorum Yaz