OPET’in Sahibi Kimdir ?

Enerji sektörü, modern dünyanın can damarlarından biri. Hayatımızın her alanında hissettiğimiz bu güç, sadece yakıt ikmali sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda ülke ekonomisine yön veriyor, istihdam yaratıyor ve toplumsal gelişime katkıda bulunuyor. Türkiye’nin önde gelen enerji dağıtım şirketlerinden biri olan OPET, bu anlamda sadece yakıt sektöründe değil, toplum yararına yönelik projelerde de fark yaratıyor.

Bir Vizyonun Doğuşu

OPET’in temelleri, 1992 yılında Fikret Öztürk liderliğinde atıldı. Kuruluş, enerji sektöründe yeni bir soluk getirme vizyonuyla yola çıktı. 2002 yılında Türkiye’nin en büyük holdinglerinden Koç Grubu ile stratejik ortaklık kurması, şirketin büyüme yolculuğunda önemli bir dönüm noktası oldu. Başarısını sürekli altyapı yatırımlarıyla destekleyen OPET, kısa sürede ülkenin ikinci en büyük akaryakıt dağıtım ağına sahip konuma yükseldi.

Günümüzde şirket, yalnızca istasyonlarıyla değil; depolama tesisleri, madeni yağ üretimi, ticari ve endüstriyel akaryakıt tedariki ve uluslararası enerji ticareti ile geniş bir alanda faaliyet gösteriyor. Bu çeşitlilik, OPET’in sektördeki istikrarını güçlendiren en önemli unsurlar arasında yer alıyor.

Yenilikçi Yaklaşımlar ve Sektöre Katkılar

OPET, Türkiye akaryakıt piyasasında pek çok “ilk”in öncüsü oldu. Yüksek performanslı 98 oktan benzini Türkiye’ye getiren ilk firma olarak sektörde standartları yükseltti. Ayrıca, çevre dostu Ultra Euro Dizel ürününü Avrupa’dan bile önce Türk kullanıcıların hizmetine sunarak çevre bilincinin yaygınlaşmasına katkı sağladı.

Depolama kapasitesi açısından bakıldığında, şirket 2010 yılı itibarıyla 1 milyon metreküpü aşan bir altyapıya ulaştı. Bu kapasite, hem operasyonel esnekliği artırdı hem de müşteri ihtiyaçlarının hızlı ve güvenilir şekilde karşılanmasına imkân tanıdı.

Genişleyen İstasyon Ağı

OPET’in büyümesinin en görünür kısmı, Türkiye genelinde 1600’ü aşan istasyon ağıdır. Bu istasyonlar yalnızca yakıt ikmal noktaları değil; aynı zamanda yolcuların güvenle mola verdiği, hijyen standartlarıyla öne çıkan hizmet merkezleri olarak bilinir. Şirketin alt markası SUNPET ile birlikte, geniş bir müşteri kitlesine erişim sağlayarak her segmentten kullanıcıya hitap etmektedir.

Sosyal Sorumlulukta Öncü Rol

OPET’i rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, enerji sektöründeki ticari başarısını toplumsal katkıyla birleştirmesidir. Şirket, yıllardır sürdürdüğü sosyal sorumluluk projeleriyle hem çevreye hem de kültürel mirasa sahip çıkmaktadır.

Tarihe Saygı Projesi: Geçmişle Geleceği Buluşturan Yolculuk

2006 yılında hayata geçirilen “Tarihe Saygı Projesi”, Gelibolu Yarımadası’nda önemli bir dönüşüm sağladı. Çanakkale Savaşı’nın izlerini taşıyan köylerde yapılan yenileme çalışmaları, hem yerel halkın yaşam kalitesini artırdı hem de turizme ivme kazandırdı. Köy meydanlarının modernleştirilmesi, müzelerin yenilenmesi ve satış alanlarının iyileştirilmesi sayesinde bölge, yılda milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan bir turizm merkezi hâline geldi.

Projeyle birlikte bölgedeki hizmet kalitesi de yükseldi. Halk eğitim merkezleriyle iş birliği yapılarak İngilizce, hijyen ve pansiyonculuk gibi alanlarda yüzlerce kişiye eğitim verildi. Ayrıca, 57. Alay Şehitliği’nin yenilenmesiyle tarihin en önemli dönemeçlerinden biri, gelecek nesillere daha doğru ve etkili bir şekilde aktarılmaya başlandı.

Örnek Köy Projesi: Kırsalda Değişimin Anahtarı

OPET’in “Örnek Köy” girişimi, kırsal bölgelerde sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmeyi hedefliyor. Proje; köylerin altyapısının yenilenmesi, kültürel mirasın korunması ve çevre bilincinin artırılması gibi çok boyutlu çalışmalar içeriyor. Eğitim seviyesinin yükseltilmesi için çeşitli kurslar düzenlenirken, ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesiyle yerel halkın gelir kaynakları genişletiliyor.

Bu projeyle birlikte, kırsal alanlar yalnızca modern bir görünüme kavuşmuyor; aynı zamanda kendi potansiyelini değerlendiren, güçlü ve bağımsız topluluklara dönüşüyor.

Yeşil Yol Projesi: Doğa ile Dost Bir Gelecek

2004 yılında başlatılan “Yeşil Yol” çalışması, çevre bilincinin artırılmasına yönelik önemli adımlardan biridir. “Yeşili korumak, yaşamı korumaktır” sloganıyla hayata geçirilen proje kapsamında, OPET istasyonları çevresindeki geniş alanlar ağaçlandırıldı. Şirket, bugüne dek yarım milyondan fazla ağacın dikilmesine öncülük ederek ülkenin yeşil dokusuna önemli katkı sağladı.

Bu çalışma, yalnızca çevreye sağladığı faydayla değil, toplumsal farkındalığı artıran sürdürülebilirlik vizyonuyla da takdir topladı. Proje, kurumsal sosyal sorumluluk alanında çevre ödüllerine layık görüldü.

Temiz Tuvalet Kampanyası: Türkiye’de Hijyen Standartlarını Yükseltmek

OPET’in en uzun soluklu sosyal projelerinden biri, 2000 yılından bu yana sürdürülen “Temiz Tuvalet Kampanyası”dır. Türkiye’de hijyen konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan bu girişim, yalnızca istasyonlardaki tuvaletlerin değil, genel olarak toplumun hijyen algısının değişmesine katkı sağladı.

Başlangıçta kendi tesislerinde başlatılan kampanya, kısa sürede ülke geneline yayıldı. Bugün OPET istasyonları, temizliği ve hijyen standartlarıyla sektörde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.

OPET’in Gelecek Vizyonu

OPET’in büyüme stratejisi, yalnızca ticari başarıyla sınırlı değil; sürdürülebilirlik, müşteri memnuniyeti ve toplumsal faydayı merkeze alan bir anlayışa dayanıyor. Şirket, önümüzdeki yıllarda enerji sektöründeki teknolojik dönüşüme ayak uydurarak yenilenebilir enerji yatırımlarına da odaklanmayı hedefliyor.

Türkiye genelinde daha geniş kitlelere ulaşmayı planlayan OPET, bir yandan istasyon ağını güçlendirirken diğer yandan sosyal sorumluluk projelerini de çeşitlendirmeye devam edecek. Böylece hem enerji sektöründe liderliğini pekiştirecek hem de toplumsal gelişime katkı sağlamayı sürdürecek.

Enerjiden Fazlası

OPET, yalnızca bir akaryakıt dağıtım şirketi değil; toplum yararını odağına almış bir marka. İnovasyona dayalı yaklaşımı, güçlü altyapısı ve geniş istasyon ağıyla sektörde öncü bir rol üstleniyor. Ancak onu gerçekten farklı kılan, “enerjiden fazlası” mottosunu hayata geçirmesi.

OPET’in hikâyesi, enerji sektöründe başarıya giden yolun yalnızca ticari büyümeden ibaret olmadığını kanıtlıyor. Toplumun refahına katkı sağlayan her adım, marka değerini güçlendirirken Türkiye’nin geleceğine de ışık tutuyor.