Migros’un Sahibi Kimdir ?

Günümüzde Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren, milyonlarca haneye ulaşan dev bir perakende markası var: Migros. Ancak bu başarı hikâyesi bir gecede yazılmadı. Yıllar içinde sürekli gelişerek ve yenilikçi adımlar atarak bugünkü konumuna ulaşan Migros, sadece bir süpermarket zinciri olmanın çok ötesine geçerek dijital çözümlerden çevre duyarlılığına kadar birçok alanda örnek teşkil etmektedir.

Başlangıç Noktası: Sosyal Fayda Odaklı Bir Proje

Migros’un Türkiye serüveni, 1950’li yıllarda İstanbul halkının daha hesaplı ve sağlıklı gıdalara erişebilmesi amacıyla başlatıldı. Bu fikir, dönemin yerel yöneticilerinin yurtdışındaki örneklerden ilham alarak oluşturduğu sosyal bir projeydi. Özellikle İsviçre’deki başarılı perakendecilik modeli, İstanbul Belediyesi’ne örnek teşkil etti. Böylece yurttaşlara doğrudan, aracısız ve güvenilir ürün sunmayı hedefleyen mobil satış kamyonları ile ilk adım atılmış oldu.

Kurumsallaşma Süreci ve Koç Holding Dönemi

Zamanla kamu destekli bu girişim, özel sektör iş birliğiyle daha kurumsal bir yapıya büründü. 1970’li yılların ortalarında, Türkiye’nin en güçlü sermaye gruplarından biri olan Koç Holding, Migros’un çoğunluk hisselerini devralarak markanın büyüme sürecini başlattı. Bu dönem, hem teknolojik altyapının güçlendiği hem de modern mağazacılık anlayışının yerleştiği bir evre oldu. 1990’lı yılların başında ise halka arz edilerek sermaye yapısı daha da güçlendirildi.

Yeniden Yapılanma ve Yatırım Hamleleri

2000’li yılların ortalarında Türkiye perakende sektöründe rekabet oldukça artmıştı. Migros, bu yeni döneme sadece klasik mağaza konseptiyle değil, aynı zamanda farklı tüketici segmentlerine hitap eden yapılarla girdi. 2005 yılında Tansaş’ın satın alınmasıyla birçok yeni mağaza zinciri Migros çatısı altına girdi. Takip eden yıllarda, İngiltere merkezli bir yatırım fonu olan BC Partners, şirketin büyük hissedarı oldu ve bu, daha uluslararası bir bakış açısıyla büyümenin önünü açtı.

Anadolu Grubu ile Yeni Bir Dönem

2015 yılında Türkiye’nin köklü sanayi gruplarından Anadolu Grubu’nun devreye girmesiyle Migros yeniden bir dönüşüm sürecine girdi. Bu ortaklık, markanın hem dijitalleşme adımlarını hızlandırdı hem de sürdürülebilirlik alanında daha kararlı ilerlemesini sağladı. Aynı dönemde, yerel market zincirlerinin satın alınması da büyüme stratejisinin bir parçasıydı. Böylece hem Marmara hem de Anadolu’daki etkinliği pekiştirildi.

Satın Almalarla Genişleyen Operasyonlar

Migros, sadece organik büyüme değil, stratejik birleşme ve satın almalarla da sektördeki konumunu güçlendirdi. 2016 yılında uluslararası bir perakende markası olan Tesco/Kipa’nın büyük hissesini satın alarak Ege Bölgesi’nde güçlü bir varlık elde etti. 2018 yılında ise Uyum Market ve Makro Market’in çeşitli şubelerini bünyesine kattı. Bu hamle, yüzlerce yeni mağaza ve binlerce metrekarelik satış alanının şirkete kazandırılması anlamına geliyordu.

Teknoloji ve İnovasyon Odaklı Dönüşüm

Son yıllarda tüketici alışkanlıklarının hızla dijitalleşmesi, Migros’un iş yapış biçimini de dönüştürdü. Bu alanda öne çıkan ilk girişimlerden biri “Migros Sanal Market” oldu. E-ticaretin henüz gelişmeye başladığı dönemlerde devreye alınan bu sistem, market alışverişini internet üzerinden yapmayı mümkün kıldı. Ardından 2019’da devreye alınan “Migros Hemen” hizmeti, anlık teslimat sistemiyle dijital marketçilikte çığır açtı.

Yeni Nesil Hizmetler: Yemek Teslimatından Elektronik Ödemeye

Migros yalnızca gıda ve temel ihtiyaç ürünleri satan bir market olmaktan çok daha fazlası haline geldi. 2022 yılında başlatılan online yemek siparişi platformu, rekabetin yoğun olduğu bu pazarda kendine özgü yaklaşımıyla farklılık yarattı. Ayrıca “Money Pay” adı altında sunulan dijital cüzdan uygulaması, Migros’un teknolojiye ne kadar entegre olduğunu gösteriyor. Bu sistem, kullanıcılarına temassız ödeme, kampanya takibi ve bakiye yönetimi gibi avantajlar sağlıyor.

Alternatif Perakendecilik Yaklaşımları

Migros, sadece geleneksel mağaza zinciriyle değil, aynı zamanda farklı konseptlerde sunduğu hizmetlerle de dikkat çekiyor. “Macrocenter” adı verilen yüksek segmentli şubeleri, premium ürünler sunarak farklı bir müşteri kitlesine hitap ediyor. Öte yandan “Mion” adıyla hayata geçirilen kozmetik mağaza zinciri, kişisel bakım ürünlerine odaklanarak perakende yelpazesini genişletiyor. Elektrikli araçlara yönelik “Migen Enerji” markası ise Migros’un çevreci ve geleceğe dönük vizyonunun bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Sürdürülebilirlik ve Sosyal Sorumluluk

Migros, sadece ticari değil, toplumsal ve çevresel etkileri de göz önünde bulunduran bir şirket profiline sahiptir. Bu doğrultuda pek çok sürdürülebilirlik projesine imza atmış, Borsa İstanbul’un sürdürülebilirlik endeksine girerek bu alandaki liderliğini kanıtlamıştır. Gıda israfını önlemeye yönelik çalışmalar, geri dönüşüm projeleri, enerji tasarrufu sağlayan mağazacılık anlayışı şirketin çevreye duyarlılığını yansıtan uygulamalardan sadece birkaçıdır.

Türkiye ve Ötesi: Uluslararası Operasyonlar

Migros’un Türkiye sınırları dışına taşan faaliyetleri de dikkat çekicidir. Özellikle Orta Asya ve Balkanlar’daki “Ramstore” markası altında faaliyet gösteren mağazaları, Türk perakende modelinin yurtdışına başarıyla ihraç edildiğinin göstergesidir. Bu operasyonlar hem markanın küresel vizyonunu ortaya koymakta hem de yurtdışındaki tüketicilerle buluşmasını sağlamaktadır.

Yalnızca Bir Market Değil, Yaşam Partneri

Bugün Migros, 2500’e yakın mağaza, yüz binlerce metrekarelik satış alanı, binlerce çalışan ve milyonlarca müşteriyle Türkiye’nin en güçlü perakende zincirlerinden biridir. Ancak bu başarıyı getiren sadece fiziksel büyüklük değil; sürekli yenilik peşinde koşan yapısı, müşteri odaklı hizmet anlayışı ve toplumun her kesimine dokunma çabasıdır.

Günümüz tüketicisi sadece fiyat odaklı değil, aynı zamanda kalite, güven, kolaylık ve sosyal sorumluluk da arıyor. Migros, tüm bu beklentilere verdiği yanıtlarla sektörde örnek olmaya devam ediyor. Gelecek ise dijitalleşmenin daha da hızlandığı, çevresel kaygıların daha çok önem kazandığı bir dünya olacak. Migros’un bu dünyaya da öncülük edeceğine kuşku yok.