Ülker’in Sahibi Kimdir?

Gıda sektöründe köklü bir geçmişe ve güçlü bir geleceğe sahip olan Ülker, yalnızca Türkiye’nin değil, aynı zamanda dünyanın da önemli oyuncularından biri haline gelmiştir. 1940’ların ortasında küçük bir atölyede başlayan serüveni, bugün dört farklı ülkedeki fabrikalarla devam eden dev bir başarı hikâyesine dönüşmüştür. Ülker’in yükselişi; yenilikçilik, kaliteye bağlılık ve toplumsal sorumluluk bilinciyle örülmüştür.

Kuruluş ve İlk Yıllar

Ülker’in temelleri, 1944 yılında İstanbul’da atıldı. Sabri ve Asım Ülker kardeşlerin girişimiyle kurulan şirket, ilk olarak Eminönü’ndeki küçük bir imalathanede üretime başladı. O yıllarda sadece bisküvi üretimiyle yola çıkan girişim, zamanla ürün çeşitliliğini ve üretim hacmini büyük ölçüde artırmayı başardı.

1970’li yıllara gelindiğinde, yalnızca bisküvi değil, çikolata ve benzeri ürünler de raflardaki yerini almaya başlamıştı. 1990’lardan itibaren kek, margarin ve süt ürünleriyle genişleyen portföy, 2000’li yıllarda içecek ve hazır gıda gibi yeni kategorilerle zenginleşti. Bu büyüme stratejisi, Ülker’in her yaştan tüketiciye hitap eden bir marka olmasını sağladı.

Küresel Bir Gıda Gücüne Dönüşüm

Ülker, sadece Türkiye sınırlarında kalmayan vizyonu sayesinde bugün 100’den fazla ülkeye ürün ulaştıran global bir oyuncu konumundadır. Uluslararası büyümenin en büyük adımlarından biri, Yıldız Holding’in 2014 yılında İngiltere merkezli United Biscuits’i satın almasıyla gerçekleşti. Bu satın alma sayesinde Yıldız Holding, dünya genelinde en büyük üçüncü bisküvi üreticisi haline geldi. Böylece Ülker markası, Avrupa’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada tanınan bir lezzet elçisi olma unvanını da kazandı.

Üretim Altyapısı ve Coğrafi Dağılım

Bugün Ülker, üretim operasyonlarını Türkiye’nin yanı sıra Kazakistan, Suudi Arabistan ve Mısır’da da sürdürüyor. Türkiye’de İstanbul, Gebze, Ankara, Karaman ve Giresun gibi şehirlerde yer alan tesislerinde bisküvi, çikolata ve atıştırmalık ürünler üretiliyor. Giresun’daki fındık işleme tesisi ise çikolatalı ürünlerin lezzetini artıran hammaddelerin kalitesini güvence altına alıyor.

Bu tesislerin tamamı, uluslararası kalite belgeleriyle sertifikalandırılmış üretim sistemlerine sahip. ISO 9001, ISO 2000 gibi kalite yönetim sistemleriyle üretim süreçleri kontrol altına alınıyor. Üretim süreçlerinde enerji verimliliği, atık yönetimi ve kaynak tasarrufu konularına da yüksek hassasiyet gösteriliyor.

Zengin Ürün Yelpazesi

Ülker markası, tüketicinin damak tadına hitap eden onlarca alt marka ve yüzlerce ürünle hayatımızın birçok anına dokunuyor. Albeni, Biskrem, Çikolatalı Gofret, Halley, Dankek ve Metro gibi ikonikleşmiş atıştırmalıkların yanı sıra, Çokokrem gibi kahvaltılık ürünler de geniş bir hayran kitlesine sahip.

Marka çeşitliliğiyle her yaş grubuna hitap eden Ülker, çocuklardan yetişkinlere kadar geniş bir demografi için ürün sunuyor. Özellikle Dido, Çokonat ve Alpella gibi gençlere hitap eden ürünler, tatlı ihtiyacını pratik ve lezzetli biçimde karşılıyor.

Sürdürülebilirlikte Kararlı Adımlar

Ülker’in kurumsal yapısının merkezinde “israf etmeyen üretim” anlayışı yer alıyor. 1944’te atılan bu temel prensip, günümüzde “sıfır atık” ve karbon nötr hedefleriyle destekleniyor. 2014 yılından bu yana karbon emisyonunu artırmadan büyüme başarısı sergileyen şirket, bu alandaki başarısını uluslararası sürdürülebilirlik endekslerinde de kanıtladı.

Ülker, 2015 yılından bu yana Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alırken, 2016’dan beri FTSE4Good endeksine de dahil edilmiş durumda. Bu endekslerde yer almak, şirketin yalnızca ekonomik değil, çevresel ve sosyal sorumluluk alanlarında da güçlü bir performans sergilediğini gösteriyor.

Çevre Duyarlılığı

Enerji tüketimi, atık yönetimi ve doğal kaynakların korunması konularında duyarlı politikalar izleyen Ülker, üretim tesislerinde modern yakma sistemleri kullanarak karbon salımını minimize etmeye çalışıyor. Ayrıca tesislerde düzenli bakım ve verimlilik kontrolleri yapılmakta; böylece hem çevre korunuyor hem de maliyetler düşürülüyor.

Bu çevre odaklı yaklaşım, Ülker’in hem tedarik zinciri hem de üretim süreçlerinde yeşil dönüşüme öncülük etmesini sağlıyor.

Topluma Katkı Projeleri

Ülker, yalnızca bir üretici değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden bir kurum. Spor, sanat ve çocuk gelişimi gibi çeşitli alanlarda yürüttüğü projelerle toplumun her kesimine dokunmayı amaçlıyor. Özellikle çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimine katkı sağlayan projeler, Ülker’in sürdürülebilirlik raporlarında şeffaf şekilde paylaşılmakta.

Kurumsal Yapı ve Liderlik

Yıldız Holding çatısı altında faaliyet gösteren Ülker’in yönetim kadrosu, deneyimli ve vizyon sahibi isimlerden oluşuyor. Murat Ülker ve Ali Ülker gibi ailenin ikinci ve üçüncü kuşak temsilcileri, şirketin köklerine bağlı kalarak modern vizyonlarla geleceği şekillendiriyor. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tütüncü liderliğindeki kadro, global pazarlarda etkin stratejilerle ilerlemeye devam ediyor.

Finansal Güç ve Büyüme Rakamları

Yıllar içinde Ülker’in mali göstergelerinde gözle görülür bir büyüme yaşandı. 2000’li yıllarda yüz milyonlarla ifade edilen özsermaye ve net kar rakamları, 2018 ve 2019’da milyar lira seviyelerine ulaştı. Bu artış, sadece satış hacmiyle değil, aynı zamanda verimli üretim ve güçlü marka yönetimiyle sağlandı.

2021 itibarıyla üretim hacminin yılda yarım milyon tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu, Ülker’in ne denli dev bir organizasyona dönüştüğünün bir başka göstergesi.

Geleceğe Yönelik Hedefler

Ülker, önümüzdeki yıllarda da ürün portföyünü geliştirmeye, yeni pazarlara açılmaya ve dijital dönüşüme yatırım yapmaya devam etmeyi planlıyor. Gıda güvenliği, teknoloji entegrasyonu ve tüketici beklentilerine hızlı yanıt verme kabiliyetiyle, Ülker’in hem Türkiye’de hem de dünyada daha fazla söz sahibi olması bekleniyor.

---

Ülker’in hikâyesi; küçük bir üretim atölyesinden doğan büyük bir markanın, istikrar, inovasyon ve kalite odaklı yaklaşımıyla global arenada nasıl öncü hale geldiğinin örneğidir. Lezzetli ürünleriyle hayatımıza renk katan Ülker, aynı zamanda çevreye duyarlı ve topluma değer katan projeleriyle de örnek bir kurumdur. Gelecek yıllarda bu başarının yeni alanlarda da devam edeceği aşikâr.