Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Aras Kargo’nun Sahibi Kimdir ?
Türkiye’nin ticari hayat damarlarından biri olan lojistik sektörü, ülkenin jeopolitik konumu gereği her zaman stratejik bir öneme sahip olmuştur. Bu sektörde faaliyet gösteren, kökleri Cumhuriyet’in ilk dönemlerine kadar uzanan ve bugün global bir oyuncuya dönüşen dev yapıların hikayesi, sadece bir şirket tarihçesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik gelişiminin de bir özetidir. Lojistik denildiğinde akla ilk gelen, yollarda sıkça karşılaştığımız o köklü markanın arkasındaki isimler ve vizyon, merak konusu olmaya devam etmektedir. “Horoz Lojistik sahibi kimdir?” sorusu, aslında 80 yılı aşan bir tecrübenin, aile şirketinden kurumsal bir deve ve nihayetinde halka açık bir yapıya dönüşümün hikayesini barındırır.
Bu yazımızda, Gaziantep’ten başlayıp dünyanın dört bir yanına uzanan, Borsa İstanbul’da yatırımcılarla buluşan ve dijitalleşen dünyanın gerekliliklerine ayak uyduran bu dev yapının sahiplik yapısını, kuruluş serüvenini ve sektöre kattığı değerleri derinlemesine inceleyeceğiz.
Horoz Lojistik’in kurumsal kimliğinin arkasında yatan asıl güç, kuruluş felsefesinde saklıdır. Şirketin temelleri, İkinci Dünya Savaşı’nın en çetin günlerinin yaşandığı 1942 yılında atılmıştır. O dönemde Gaziantep’te Mehmet Emin Horoz tarafından başlatılan girişim, bugünkü modern lojistik anlayışının o günkü şartlardaki ilk kıvılcımıydı. Mehmet Emin Horoz, sadece bir nakliyeci değil, ticaretin akışını sağlayan bir köprü kurucu olarak faaliyetlerine başladı. O yıllarda “lojistik” kelimesi henüz literatürde bugünkü kadar yer etmemişken, yapılan işin özü “güven taşımak” idi.
1957 yılı, şirketin tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Kurucu Mehmet Emin Horoz’un vefatının ardından bayrağı devralan M. Nurettin Horoz, babasından aldığı mirası yerel bir taşımacılık işinden çıkarıp ulusal bir vizyona taşıma hedefini benimsedi. Bu dönem, şirketin aile şirketi yapısını koruyarak büyüme sancılarını başarıyla atlattığı ve kurumsallaşma yolunda ilk adımların zihinsel olarak atıldığı yıllardır.

1960’lı yılların sonuna gelindiğinde, Türkiye tarımında yaşanan gelişmeler lojistik ihtiyacını artırmıştı. 1968 yılında Tarım Kredi Kooperatifi ile yapılan gübre taşıma anlaşması, şirketin “Taahhüt Taşımacılığı” alanındaki ilk büyük sınavıydı ve bu sınav başarıyla geçildi. Bu adım, şirketin sadece bireysel yükleri değil, kurumsal ve büyük ölçekli operasyonları da yönetebileceğinin kanıtı oldu.
1970’li yıllar ise rotanın dışarıya çevrildiği dönemdir. Ortadoğu ülkelerine başlayan seferler, şirketin isminin sınırlarımızın ötesinde duyulmasını sağladı. 1984 yılına gelindiğinde ise Avrupa’ya karayolu taşımacılığı başlatılarak, Doğu ve Batı arasında bir lojistik köprüsü kurulmuş oldu. Artık Horoz Nakliyat ismi, uluslararası yollarda güvenle anılan bir marka haline gelmişti.
Bir aile şirketinin sürdürülebilir olması, kurumsallaşma yeteneğine bağlıdır. 1990’lı yıllar, bu dönüşümün en somut adımlarının atıldığı dönemdir. 1995 yılında deniz ve hava taşımacılığı departmanlarının kurulmasıyla şirket, sadece karayolu taşımacısı olmaktan çıkıp entegre bir lojistik sağlayıcıya dönüştü.
1997 yılı, hem ticari hem de sosyal sorumluluk anlamında kritik bir yıldır. Horoz Holding’in kurulmasıyla şirketler grubu tek bir çatı altında toplanmış, yönetim yapısı profesyonelleşmiştir. Aynı yıl Mehmet Emin Horoz Eğitim Vakfı (HOREV) kurularak, kazanılan değerin topluma, özellikle de eğitime geri döndürülmesi hedeflenmiştir.
2000 yılında dünya devi SDV Logistics (bugünkü adıyla Bolloré Logistics) ile yapılan ortaklık, şirketin sahiplik yapısında stratejik bir iş birliğini işaret eder. Bu ortaklık, Türk lojistik sektörünün global standartlara entegrasyonu açısından büyük bir kilometre taşı olmuştur.

Şirketin sahiplik yapısındaki en güncel ve en büyük değişim 2024 yılında yaşanmıştır. Şirket, hisselerini halka arz ederek Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlamıştır. Bu hamle ile birlikte, şirketin sahipliği artık sadece kurucu aile veya stratejik ortaklarla sınırlı kalmamış, şirkete güvenen binlerce yatırımcı da bu dev yapının bir parçası haline gelmiştir. Halka arz süreci, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve sürdürülebilir büyüme hedeflerinin bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. Artık “Horoz Lojistik sahibi kimdir?” sorusunun cevabı, kurucu ailenin vizyoner liderliğinin yanı sıra, şirketin hisselerine sahip olan büyük ve küçük ölçekli yatırımcılardır.
Horoz Lojistik’i sadece taşıdığı yüklerle tanımlamak yetersiz kalır. Şirket, sektöre nitelikli insan kaynağı yetiştiren bir okul gibidir. İstanbul Avcılar’da açılan Mehmet Emin Horoz Anadolu Lojistik Meslek Lisesi ve Gaziantep’te kurulan teknik lise, şirketin “sahibi” olduğu en büyük değerin insan kaynağı olduğunu gösterir.
Teknolojik altyapı konusunda da sektörde öncü olan firma, 2002 yılında barkodlu takip sistemini Türkiye genelinde uygulayan ilk lojistik şirketi olmuştur. Kendi yazılımı olan HONEST (Horoz Nakliye Yönetim Sistemi) ve rota optimizasyonu çalışmaları, operasyonel mükemmelliğin arkasındaki dijital zekayı temsil eder.
Günümüzde ticaretin şekli değiştikçe, lojistiğin tanımı da değişmiştir. 2025 yılına geldiğimizde, şirketin “Pratix” markasıyla C2C (tüketiciden tüketiciye) pazarına girmesi, büyük ölçekli ürünlerin lojistiğinde ve mobilya montajında devrim yaratmıştır. Artık sadece fabrikadan fabrikaya değil, evden eve de profesyonel çözümler sunulmaktadır.
E-ihracat konusundaki atılımlar, şirketin vizyonunun ne kadar geniş olduğunu kanıtlar niteliktedir. Ticaret Bakanlığı tarafından verilen “E-İhracat Konsorsiyum Statüsü” ve Alibaba.com ile yapılan Türkiye yetkili temsilciliği anlaşması, Türk KOBİ’lerinin dünyaya açılmasında şirketin üstlendiği rolü göstermektedir. Almanya, İngiltere ve Amerika’da açılan depolama (fulfillment) merkezleri, şirketin sadece Türkiye’nin değil, dünyanın lojistik ağının bir parçası olduğunu kanıtlar.

Şirketin “sahibi” olduğu bir diğer önemli varlık ise muazzam operasyonel kapasitesidir. 150 araçlık öz mal filosu ve 7.500’den fazla onaylı tedarikçi ağıyla, Türkiye’nin her noktasına ulaşabilen bir devden bahsediyoruz. Yıllık 1,5 milyon ton sevkiyat hacmi ve 70.000 araç hareketi, operasyonun büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.
8 bölge müdürlüğü ve ülkenin dört bir yanına yayılmış ofisleri ile şirket, yerel pazarı çok iyi tanıyan uzman bir kadroya sahiptir. Müşterilerine sunduğu “Komple Taşımacılık” hizmetlerinde sadece araç temin etmez; süreç analizi, mod optimizasyonu ve hibrit çözümlerle iş ortaklarına maliyet avantajı sağlar. Kapalı devre taşıma modelleri ve ortak filo kullanımları, verimliliği artıran yenilikçi yaklaşımlar arasındadır.
Özetle, “Horoz Lojistik’in sahibi kimdir?” sorusuna verilecek cevap tek bir isimden ibaret değildir. Bu yapı, 1942’de Mehmet Emin Horoz’un attığı tohumların, M. Nurettin Horoz’un vizyonuyla yeşerdiği, profesyonel kadroların emeğiyle büyüdüğü ve 2024’teki halka arz ile topluma mal olduğu dev bir çınar ağacıdır.
Sahiplik kavramı burada evrilmiş; fiziksel varlıkların ötesinde, bilgi birikimine, teknolojiye ve insana yapılan yatırıma dönüşmüştür. Gerek yurt içindeki entegre taşımacılık ağlarıyla gerekse yurt dışındaki e-ihracat operasyonlarıyla, bu marka Türkiye’nin lojistik tarihini yazmaya devam etmektedir. Güven, hız ve teknoloji odaklı bu yolculuk, şirketin asıl sahibinin, ona duyulan “güven” olduğunu bizlere göstermektedir. Gaziantep’ten çıkan bu yerel hikaye, bugün global arenada Türkiye’yi temsil eden bir başarı destanına dönüşmüştür.
Yorum Yaz