Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı Kimdir ?

Türk spor tarihinin en köklü çınarlarından biri olan Beşiktaş Jimnastik Kulübü, tarihi boyunca sayısız başarıya, unutulmaz zaferlere ve camiaya yön veren liderlere ev sahipliği yapmıştır. Siyah beyazlı kulübün yönetim kademelerinde uzun yıllar ter dökmüş, camianın içinden gelen ve “transfer sihirbazı” olarak anılan isimlerden biri olan Serdal Adalı, 2024 yılının sonlarında gerçekleşen tarihi kongre ile kulübün 36. başkanı olarak koltuğa oturmuştur.

İş dünyasındaki uluslararası başarılarını spor yöneticiliğiyle harmanlayan, Türkiye Jokey Kulübü’ndeki başkanlık deneyimiyle idari vizyonunu kanıtlayan Adalı’nın hikayesi, Adana’dan başlayıp İstanbul’un kalbi Dolmabahçe’ye uzanan bir azim öyküsüdür. Bu yazımızda, Beşiktaş’ın yeni patronu Serdal Adalı’nın hayatına, iş kariyerine, çalkantılı ancak bir o kadar da tutkulu Beşiktaş serüvenine ve başkanlık dönemindeki icraatlarına yakından göz atacağız.

Köklerden Gelen Girişimcilik Ruhu: Adana ve Gençlik Yılları

Serdal Adalı’nın yaşam öyküsü, 1 Şubat 1964 tarihinde Adana’da başlamıştır. Aslen Kıbrıs Türkü bir ailenin ferdi olan Adalı, çalışkanlığı ve disipliniyle tanınan bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Babası Hasan Adalı, Türkiye’nin en önemli altyapı projelerinden biri olan Seyhan Barajı’nın inşasında şantiye şefi ve tercüman olarak görev almış, sonrasında ise kendi işini kurarak müteahhitlik, turizm ve taşımacılık sektörlerinde faaliyet göstermiştir. Babanın bu girişimci ruhu, oğul Serdal Adalı’ya da miras kalmıştır.

Eğitim hayatını yurt dışında sürdürme kararı alan Adalı, Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Kaliforniya Üniversitesi’nde lisans eğitimine başlamıştır. Ancak hayatın getirdiği zorunluluklar ve ailevi sorumluluklar, onun eğitim rotasını değiştirmesine neden olmuştur. Babasının yaşadığı sağlık problemleri nedeniyle üniversite eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan Adalı, ailesinin yanına dönerek genç yaşta iş hayatının tam merkezine atılmıştır. Bu zorunlu dönüş, aslında bugün uluslararası çapta faaliyet gösteren dev bir holdingin temellerinin atılmasını sağlamıştır.

Adalı Holding ve Küresel İş Başarıları

Ailesinin desteğini arkasına alarak iş dünyasına hızlı bir giriş yapan Serdal Adalı, Adalı Holding’i kurarak ticaret hayatındaki yerini almıştır. Kurduğu bu yapı, tek bir sektörle sınırlı kalmayıp geniş bir yelpazeye yayılmıştır. İnşaat sektöründeki projelerden servis hizmetlerine, lojistik operasyonlarından enerji yatırımlarına ve catering hizmetlerine kadar pek çok alanda faaliyet gösteren holding, kısa sürede büyüyerek sınırları aşmıştır.

Adalı Holding’in en dikkat çeken özelliklerinden biri, hizmet ağının Türkiye ile sınırlı kalmamasıdır. Özellikle Orta Doğu coğrafyası, Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri Ordusu bünyesindeki koalisyon güçlerine sunduğu kapsamlı hizmetler, şirketin küresel ölçekte tanınmasını sağlamıştır. Bu geniş operasyonel ağ, holdingin yıllık cirosunun yüz milyonlarca dolar seviyesine ulaşmasını sağlamış ve Serdal Adalı’yı Türkiye’nin sayılı iş insanları arasına sokmuştur. İş dünyasındaki bu başarısı, onun kriz yönetimi, büyük bütçelerin idaresi ve stratejik planlama konularındaki yetkinliğini de gözler önüne sermektedir.

Atçılık Tutkusu ve Türkiye Jokey Kulübü Başkanlığı

Serdal Adalı isminin spor dünyasındaki karşılığı sadece futbolla sınırlı değildir. O, aynı zamanda Türk atçılığının en önemli figürlerinden biridir. Bu tutku, 1980 yılında atçılığa adım atan ve Türkiye Jokey Kulübü’nün (TJK) asli üyelerinden olan babası Hasan Adalı’dan ona mirastır. Aile geleneğini sürdüren Serdal Adalı, sahip olduğu safkanlarla Türkiye’deki prestijli yarışlarda sayısız kupa kazanmış ve bu alandaki iddiasını her zaman korumuştur.

Yöneticilik vasıflarını atçılık camiasında da sergileyen Adalı, 21 Eylül 2012 tarihinde Veliefendi Hipodromu’nda gerçekleştirilen Olağanüstü Seçimli Genel Kurul neticesinde üyelerin teveccühüyle Türkiye Jokey Kulübü’nin 25. Başkanı seçilmiştir. Bu görev, onun spor yönetimi konusundaki tecrübesini pekiştirmiş ve büyük camiaları yönetme konusundaki rüştünü ispatlamasına olanak tanımıştır. TJK başkanlığı döneminde atçılık sektörünün gelişimi için önemli projelere imza atmıştır.

Beşiktaş’ta İlk Dönem: Yıldızlar Geçidi ve 3 Temmuz Süreci

Serdal Adalı’nın Beşiktaş camiasındaki asıl yükselişi, 2010 yılında Yıldırım Demirören’in listesinden yönetime girmesiyle başlamıştır. Şubat 2010 ile Aralık 2011 tarihleri arasında Kulüp Asbaşkanlığı ve Futbol Komitesi Başkanlığı görevlerini üstlenen Adalı, siyah beyazlı taraftarların hafızasına kazınan transfer operasyonlarının mimarı olmuştur. Ricardo Quaresma, Guti Hernandez, Simao Sabrosa, Hugo Almeida ve Manuel Fernandes gibi dünya yıldızlarının Kartal Yuvası’na inmesindeki başrol oyuncusu odur. Bu dönemde yapılan transferler, sadece Beşiktaş’ın değil, Türk futbolunun marka değerini artıran hamleler olarak tarihe geçmiştir.

Ancak bu parlak dönem, Türk futbolunun üzerine kara bir bulut gibi çöken 3 Temmuz 2011 süreciyle kesintiye uğramıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, şike iddialarıyla 12 Temmuz 2011’de gözaltına alınan Adalı, mahkeme kararıyla tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderilmiştir. Yaklaşık 5 ay süren tutukluluk sürecinin ardından, sporda şiddet yasasında yapılan düzenlemelerle tahliye edilmiştir. Bu süreçte görevlerinden istifa eden Adalı, yargılama sonucunda yerel mahkemece ceza alsa da, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2014 yılında verdiği kararla hakkındaki hükümler bozulmuş ve hukuk mücadelesini sürdürmüştür. Bu zorlu süreç, onun Beşiktaş’a olan bağlılığını zedelememiş, aksine camia ile olan duygusal bağlarını daha karmaşık ve derin bir hale getirmiştir.

Vazgeçmeyen Adam: Başkanlık Yarışları ve İkinci Başkanlık

Serdal Adalı’nın Beşiktaş başkanlığına olan arzusu, hiçbir zaman sönmemiştir. Metris günlerinden sonra, 2013 yılında yapılan kongrede Fikret Orman’a rakip olmuş ancak seçimi kazanamamıştır. Pes etmeyen yapısıyla tanınan Adalı, Fikret Orman’ın son döneminde, 2018-2019 yılları arasında kulüpte İkinci Başkanlık görevini üstlenerek elini taşın altına koymuştur. Orman’ın istifasının ardından 2019’da bir kez daha aday olmuş, bu sefer Ahmet Nur Çebi ile girdiği yarışı ikinci sırada tamamlamıştır.

2023 yılının Aralık ayında yapılan olağanüstü seçimli genel kurulda Hasan Arat ile yarışan Adalı, sandıktan zaferle ayrılamasa da camiaya hizmet etme isteğini her fırsatta dile getirmiştir. Onun bu ısrarı ve kulübe olan aidiyeti, taraftarların bir kısmı tarafından her zaman takdirle karşılanmıştır. Kaybettiği seçimlerden sonra köşesine çekilmek yerine, Beşiktaş’ın menfaatleri doğrultusunda projeler üretmeye devam etmesi, onun karakterinin en belirgin özelliğidir.

2024 Kongresi ve Rekor Oyla Gelen Zafer

Beşiktaş’taki yönetimsel çalkantıların ardından gözler 9 Aralık 2024 tarihindeki kongreye çevrildiğinde, Serdal Adalı bir kez daha “Ben de varım” demiştir. Bu kez rakibi Hüseyin Yücel’di. Camianın beklentilerini çok iyi analiz eden, geçmiş tecrübelerinden dersler çıkaran ve güçlü bir yönetim listesiyle üyelerin karşısına çıkan Adalı, sandıklar açıldığında tarihi bir zafere imza atmıştır. Kullanılan oyların büyük çoğunluğunu alarak, 12.538 oyun 8.901’ini hanesine yazdırmış ve raibine büyük fark atarak Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün 36. Başkanı seçilmiştir. Bu sonuç, camianın ona olan güveninin ve değişim isteğinin en net göstergesi olmuştur.

Yeni Dönem: Solskjaer Hamlesi ve Transfer Şov

Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz kolları sıvayan Serdal Adalı, ilk büyük hamlesini teknik direktörlük koltuğunda yapmıştır. 18 Ocak 2025 tarihinde, dünya futbolunun tanıdığı, Manchester United efsanesi Ole Gunnar Solskjær ile anlaşarak takımın başına getirmiştir. Bu hamle, uluslararası basında da geniş yankı uyandırmıştır.

Adalı’nın “Transfer Sihirbazı” lakabının hakkını verdiği dönem ise 2025 yılı olmuştur. Kış transfer döneminde takıma kazandırdığı genç yetenekler Keny Arroyo ve Élan Ricardo ile geleceğe yatırım yapan Başkan, asıl gövde gösterisini 2025-26 yaz transfer sezonunda gerçekleştirmiştir. Taraftarların hayallerini süsleyen yıldız isimler ardı ardına İstanbul’a inmeye başlamıştır.

Forvet hattını güçlendirmek adına İtalyan futbolunun önemli golcülerinden Tammy Abraham’ı kadroya katan Adalı yönetimi, orta sahayı dinamo gibi çalışacak Wilfred Ndidi ile tahkim etmiştir. Ancak en büyük ses getiren transferlerden biri, milli gururumuz Orkun Kökçü’nün siyah beyazlı formayı giymesi olmuştur. Yerli rotasyonunu güçlendirmek adına yapılan Taylan Bulut ve Rıdvan Yılmaz (yuvaya dönüş) hamleleri de kadro mühendisliğinin ne denli titiz yapıldığını göstermektedir. David Jurásek transferiyle de sol kanadı sağlama alan Adalı, kurduğu bu yıldızlar topluluğu ile Beşiktaş’ı hem Süper Lig’de hem de Avrupa’da zirveye taşımayı hedeflemektedir.

Beşiktaş İçin Adanmış Bir Ömür

Serdal Adalı, sadece bir iş insanı veya sıradan bir kulüp başkanı değildir. O, Beşiktaş tribünlerinin tozunu yutmuş, yöneticilik kademelerinde pişmiş, haksızlığa uğradığını düşündüğü dönemlerde bile kulübüne küsmemiş bir spor adamıdır. Adalı Holding’deki başarısını ve TJK’daki tecrübesini Beşiktaş başkanlığına taşıyan Adalı, 2024 kongresindeki rekor oyla aldığı yetkiyi, siyah beyazlı kulübü finansal ve sportif açıdan düzlüğe çıkarmak için kullanmaktadır. Solskjær önderliğinde kurulan yeni ve iddialı kadro, Adalı vizyonunun sahaya yansımasıdır. Beşiktaşlılar için Serdal Adalı dönemi, umutların yeşerdiği, yıldızların parladığı ve hedeflerin büyüdüğü yeni bir çağın başlangıcını temsil etmektedir.