Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
ÇiçekSepeti’nin Sahibi Kimdir ?
Enerji alanında faaliyet gösteren şirketler, yalnızca ticari başarılarıyla değil; ülkelerin ekonomik ve stratejik gücüne yaptıkları katkılarla da büyük önem taşır. Türkiye’nin bu alandaki en köklü ve güçlü markalarından biri olan Petrol Ofisi, 80 yılı aşkın geçmişiyle yalnızca bir akaryakıt şirketi olmanın ötesine geçmiş, sektörünün dinamosu haline gelmiştir. Günümüzde neredeyse her şehirde karşılaştığımız istasyon ağıyla tanınan bu dev kuruluşun ardında oldukça derin ve etkileyici bir hikâye yatıyor.
1940’lı yılların başlarında Türkiye, enerji alanında dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli kaynaklarını etkin şekilde kullanmak adına önemli adımlar atmaya başlamıştı. İşte bu vizyonla birlikte 18 Şubat 1941 tarihinde, petrol ürünlerinin yurda getirilmesi, depolanması, rafine edilmesi ve dağıtılması gibi faaliyetleri gerçekleştirmek üzere devlet eliyle bir kurum kuruldu. Bu yeni yapının misyonu, hem kamu kuruluşlarının hem özel sektör firmalarının hem de bireysel kullanıcıların petrol bazlı ihtiyaçlarını karşılamaktı. Kuruluş sürecinde belirlenen görev alanları, kısa süre içinde onu Türkiye’nin enerji politikalarının merkezine taşıdı.
Kuruluşundan sonraki birkaç on yıl boyunca, farklı kamu enerji kuruluşlarıyla birlikte koordineli şekilde çalışan bu yapı, 1983 yılında şirketleşerek anonim statüsüne kavuştu. Bu değişim, özel sektör mantığıyla daha dinamik ve rekabetçi bir şekilde faaliyet göstermesinin önünü açtı. 1990 yılı ise önemli bir kırılma noktasıydı: Türkiye’de devletin bazı stratejik varlıkları özel sektöre devretme politikası kapsamında bu kuruluş da özelleştirme kapsamına alındı.
Bu süreç, zaman içinde birçok büyük şirketin ilgisini çekti. 2000 yılında yapılan ilk özelleştirme adımıyla birlikte şirketin çoğunluk hisseleri İŞ-Doğan Petrol Yatırımları A.Ş.’ye devredildi. Bu devir, yalnızca hissedar yapısını değil; aynı zamanda organizasyonel işleyişi ve büyüme stratejilerini de değiştirdi.
2000’li yıllar, şirketin uluslararası pazarda daha güçlü hale gelmesi için çeşitli yatırımlarla doluydu. 2006 yılına gelindiğinde, Avrupa merkezli büyük enerji şirketlerinden biri olan OMV, şirketin %34 hissesini satın alarak ortaklık sürecini başlattı. Bu satın alma ile birlikte, şirketin küresel bilgi birikimi ve deneyimi artarken, yerli pazarın yanı sıra uluslararası enerji arenasında da daha etkin hale geldi.
2010 yılının sonuna gelindiğinde OMV, şirketteki tüm hisselerin neredeyse tamamını devralarak çoğunluk sahibi konumuna yükseldi. Bu gelişme, şirketin stratejik kararlarında daha uluslararası bir perspektifin benimsenmesine neden oldu.
Ancak 2016 yılı itibarıyla, OMV’nin Türkiye operasyonlarıyla ilgili endişeleri artmaya başladı. Özellikle şirketin üst düzey yöneticilerinden gelen açıklamalar, Türkiye pazarındaki sürdürülebilirlik ve kârlılık konularında yaşanan sıkıntıları işaret ediyordu. Bu gelişmeler, şirketin yeniden satışa çıkarılması kararını beraberinde getirdi.
2017 yılı, Petrol Ofisi açısından yeni bir başlangıcı simgeliyordu. Enerji sektöründe faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerden biri olan Vitol Group, OMV’ye ait hisselerin tamamını 1,368 milyar euro gibi dikkat çekici bir bedelle satın aldı. Bu satış işlemi, Vitol’ün Türkiye’deki iştiraki olan VIP Turkey Enerji A.Ş. üzerinden gerçekleştirildi ve Haziran 2017’de resmen tamamlandı.
Vitol’ün enerji ticareti alanındaki derin tecrübesi ve global ağı, şirketin operasyonlarını daha da güçlendirdi. Şirketin başına ise önceki CEO Gülsüm Azeri’nin yerine Selim Şiper getirildi. Şiper’in liderliğiyle birlikte şirket, dijitalleşme, müşteri deneyimi ve verimlilik konularında önemli adımlar attı. 2022 yılına kadar bu görevi sürdüren Şiper, daha sonra görevini Mehmet Abbasoğlu’na devretti. Abbasoğlu, daha önce CFO olarak görev yapmış ve şirketin mali stratejilerini şekillendiren isimlerden biriydi.
Petrol Ofisi, bugün itibarıyla yalnızca bir akaryakıt şirketi değil, aynı zamanda Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış entegre bir enerji altyapısı sağlayıcısıdır. Ülke genelinde yaklaşık 1800 noktada faaliyet gösteren istasyonlarıyla bireysel ve kurumsal müşterilere kesintisiz hizmet verirken, aynı zamanda 1 adet madeni yağ fabrikası, 9 farklı akaryakıt terminali ve 3 LPG terminaliyle operasyonlarını sürdürüyor.
20 havalimanında aktif yakıt ikmal ünitesiyle havacılık sektörünün ihtiyaçlarını karşılayan şirket, ayrıca yaklaşık 1 milyon metreküplük bir depolama kapasitesine sahiptir. Bu güçlü altyapı, kriz zamanlarında bile arz güvenliğini koruyabilmesini sağlar.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) en güncel verilerine göre, Petrol Ofisi yurt içi akaryakıt satışlarında %21,90 gibi dikkat çekici bir oranla pazar lideri konumundadır. Bu başarı, yalnızca fiziki büyüklükle değil; aynı zamanda müşteri odaklı hizmet anlayışı, kaliteli ürün gamı ve sürdürülebilirlik vizyonuyla da doğrudan ilişkilidir.
Capital 500 araştırmasının sonuçlarına göre, şirket 2018 yılında yaklaşık 50 milyar TL’ye yaklaşan cirosuyla Türkiye’nin en büyük üçüncü şirketi olmayı başarmıştır. Bu rakam, sadece enerji sektöründeki değil, genel ekonomik yapıdaki ağırlığını da açıkça ortaya koymaktadır.
Yıllar içinde birçok değişim geçirmesine rağmen, Petrol Ofisi’nin sembolü olan alev çıkaran kurt figürü hâlâ hafızalardaki yerini koruyor. Bu simge, şirketin yalnızca ticari bir kimlik taşımadığını; aynı zamanda kolektif bilinçte yer etmiş bir enerji markası olduğunu gösteriyor.
Günümüzde enerji sektörü yalnızca petrol ve türevlerinden ibaret değil. Yenilenebilir enerji, karbon emisyonlarının azaltılması, dijital altyapıların gelişimi ve sürdürülebilirlik gibi kavramlar artık gündemin merkezinde yer alıyor. Petrol Ofisi de bu dönüşüme kayıtsız kalmıyor. Yapılan açıklamalar ve yatırımlar, şirketin dijital dönüşüm ve çevre dostu uygulamalar konularında ciddi adımlar attığını gösteriyor.
Enerji sektörü, ülkelerin gelişmişlik seviyesini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren şirketler arasında ise Petrol Ofisi, tarihî mirası, güçlü altyapısı, dinamik yönetim yapısı ve sektöre yön veren liderliği ile özel bir konumda yer alır. 80 yılı aşan yolculuğunda, birçok değişimden geçmiş olmasına rağmen her zaman sektörün lokomotifi olmayı başarmıştır. Bugün olduğu gibi yarın da enerjiye yön veren öncü kurumlardan biri olmaya devam edecektir.
Yorum Yaz