Ülker’in Sahibi Kimdir?

Sıradaki içerik:

Ülker’in Sahibi Kimdir?

e
sv

BioNTech Şirketi Kimindir?

14 Haziran 2025 01:00

Dünya çapında etkili olan pandeminin seyrini değiştiren bilimsel başarıların arkasında çoğu zaman adını yeni duyduğumuz isimler vardır. Bu isimlerden ikisi, bilim dünyasında olduğu kadar iş dünyasında da adlarından söz ettiren Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci’dir. Kurucusu oldukları BioNTech adlı biyoteknoloji şirketi, yalnızca koronavirüs aşısıyla değil, aynı zamanda kanser tedavilerine yönelik yürüttüğü araştırmalarla da dikkat çekmektedir. Peki, BioNTech şirketi kimindir? Şirketin arkasındaki hikâye nedir? Bu yazımızda, hem şirketin sahiplik yapısını hem de kurucularının etkileyici yaşam öykülerini derinlemesine inceliyoruz.


Göçmen Bir Aileden Bilim Dünyasına

BioNTech’in CEO’su ve kurucu ortaklarından biri olan Prof. Dr. Uğur Şahin, 1965 yılında Hatay’ın İskenderun ilçesinde dünyaya gelmiştir. Dört yaşındayken ailesiyle birlikte Almanya’ya göç eden Şahin’in çocukluğu Köln’de geçmiştir. Babası, o dönem şehirdeki Ford fabrikasında işçi olarak çalışmaktaydı. Mütevazı bir yaşamdan gelen Uğur Şahin’in en büyük hayali tıp doktoru olmaktı. Bu hedefini gerçekleştirmekle kalmayıp, yıllar içinde bilimsel araştırmalara yönelerek dünyanın en tanınan bilim insanlarından biri hâline geldi.

Köln Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldıktan sonra kanser tedavileri üzerine yoğunlaşan Şahin, bağışıklık sistemiyle hastalıkları hedefleyen yöntemler geliştirmeye başladı. Mainz Üniversitesi’nde akademik çalışmalar yürütürken eşi Özlem Türeci ile hem hayatını hem de bilimsel çalışmalarını birleştirdi.


Bilimle Yoğrulan Bir Hayat: Dr. Özlem Türeci

BioNTech’in kurucularından bir diğeri olan Dr. Özlem Türeci, Almanya doğumlu Türk kökenli bir bilim kadınıdır. Babası, İstanbul’da hekimlik yapmış bir doktor olarak Almanya’ya göç etmişti. Özlem Türeci, küçük yaşlardan itibaren bilime ve özellikle tıbba ilgi duymuştur. Tıp eğitimini tamamladıktan sonra bağışıklık sistemi üzerine uzmanlaşmış, kansere karşı yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeye başlamıştır.

Uğur Şahin ile yolları Hamburg’da bir araştırma hastanesinde kesişmiştir. İkili, hem bilimsel hem duygusal olarak uyum içinde ilerleyerek birlikte çalışma kararı almış, hatta düğün günlerinde bile laboratuvarda deney yapmaktan vazgeçmemiştir. Bu detay, onların bilime olan adanmışlığını gösteren en özel anekdotlardan biri olarak kayıtlara geçmiştir.


BioNTech’in Doğuşu ve Vizyonu

2008 yılında Uğur Şahin, Özlem Türeci ve Prof. Dr. Christoph Huber öncülüğünde Almanya’nın Mainz kentinde kurulan BioNTech, ilk günden itibaren kişiselleştirilmiş kanser tedavileri üzerinde çalışmaya başlamıştır. Şirketin temel amacı, hastaların bağışıklık sistemlerini genetik düzeyde yönlendirerek hastalıklarla savaşmalarını sağlamaktır.

BioNTech

Bu vizyon doğrultusunda yapılan araştırmalar, bağışıklık sistemine özel hedefleme yöntemleri geliştirme üzerine odaklandı. mRNA teknolojisi, bu çalışmalarda önemli bir yer tuttu. Bu teknoloji, daha sonra COVID-19 pandemisinde BioNTech’in tüm dünya tarafından tanınmasını sağlayacak kapıyı araladı.


Ganymed ve İlk Büyük Satış Başarısı

BioNTech’ten önce Şahin ve Türeci çiftinin kurduğu bir diğer şirket olan Ganymed Pharmaceuticals, kanser tedavilerinde antikor bazlı çözümler üzerine çalışıyordu. Bu girişim, 2016 yılında Japonya merkezli Astellas Pharma tarafından yaklaşık 1.4 milyar euro bedelle satın alındı. Bu satın alma, Almanya biyoteknoloji tarihinde o döneme kadar yapılmış en yüksek değerli satışlardan biri olarak kayıtlara geçti.

Bu gelişme, Şahin ve Türeci’nin yalnızca bilim insanı kimlikleriyle değil, aynı zamanda başarılı girişimciler olduklarını da gösterdi.


Pandemide Bilimsel Hamle

2020 yılına gelindiğinde, koronavirüs dünya çapında büyük bir sağlık krizine dönüşmeden hemen önce Uğur Şahin, bunun kaçınılmaz bir durum olduğunu öngörmüştü. Eşiyle birlikte BioNTech bünyesinde mRNA bazlı aşı geliştirme çalışmalarına hız verdiler. Pfizer ile yapılan ortaklık sayesinde aşının dünya çapında dağıtımı mümkün hâle geldi.

Bu bilimsel başarı, hem BioNTech’in hisselerinin değer kazanmasına neden oldu hem de şirketin piyasa değerini 87 milyar doların üzerine taşıdı. Aşıya olan yoğun talep, BioNTech’in global bir marka olmasını sağladı. Birçok ülke, bu aşıdan yüz milyonlarca doz sipariş etti.


BioNTech

BioNTech Kimin?

Bugün BioNTech’in kurucuları arasında beş isim yer alıyor: Prof. Dr. Uğur Şahin, Dr. Özlem Türeci, Prof. Dr. Christoph Huber ve aynı zamanda şirketin önemli yatırımcıları arasında yer alan Strüngmann kardeşler, yani Thomas ve Andreas Strüngmann. Strüngmann ailesi, BioNTech’in finansal anlamda büyümesinde önemli rol oynamış ve şirkette büyük hisselere sahip olmuştur.

Uğur Şahin, şirketin CEO’su ve yüzü olarak en çok tanınan isimlerden biri olmasına rağmen, BioNTech kolektif bir yapıya sahip. Şirketin karar alma süreçlerinde kurucu ortakların ve stratejik yatırımcıların birlikte hareket ettiği bir yapı bulunuyor.


Servet, Sadelik ve Bilime Adanmışlık

Pandeminin zirve yaptığı 2021 yılında Uğur Şahin’in kişisel serveti 15 milyar doları aşmıştı. Bu servet, onu Bloomberg Business’ın “Dünyanın En Zengin 500 Kişisi” listesinde 137. sıraya kadar taşıdı. Ancak zamanla aşı talebinin düşmesi ve BioNTech hisselerinin değer kaybetmesiyle bu sıralama değişti. 2025 itibarıyla Şahin’in serveti yaklaşık 3.8 milyar dolara geriledi ve listede 980. sıraya düştü.

Ancak maddi kazançlara rağmen, Şahin ve Türeci çifti sade yaşamlarından ödün vermedi. Hâlâ akademik çalışmalarına devam eden Şahin, üniversitedeki derslerini sürdürmekte ve toplu taşımayı kullanarak işe gidip gelmektedir. Bu tavırları, bilim dünyasında onları “alçakgönüllülüğün simgeleri” hâline getirmiştir.


Sadece Aşıyla Değil, Gelecekle de İlgililer

BioNTech yalnızca COVID-19 aşısıyla sınırlı bir vizyona sahip değil. Şirket, bağışıklık sistemini yönlendiren mRNA teknolojisini kanser, HIV, tüberküloz gibi hastalıkların tedavisinde de kullanmayı amaçlıyor. 2019 yılında Bill ve Melinda Gates Vakfı ile HIV ve tüberküloz üzerine ortak projeler geliştirmek amacıyla bir anlaşma imzalanmıştı.

Ayrıca BioNTech ve Moderna arasında mRNA teknolojisine dair çeşitli patent anlaşmazlıkları ve davalar devam etmektedir. Avrupa Patent Ofisi 2024 yılında, Moderna’nın ilgili patentlerinin geçerliliğini onayladı. Ancak BioNTech, farklı ülkelerde hukuki mücadelelerini sürdürüyor.


Bilimin Sınırları Göçmenlikle Aşıldı

BioNTech’in başarısı, yalnızca tıp alanında atılmış dev bir adım değil; aynı zamanda göçmen kökenli iki bilim insanının azimle, sabırla ve kararlılıkla neleri başarabileceğinin kanıtıdır. Almanya’nın en zengin insanları arasında yer almalarına rağmen, hâlâ bilimi önceleyen ve sade yaşamı tercih eden bu çift, genç kuşaklara hem ilham veriyor hem de umut aşılıyor.

BioNTech şirketi kimindir sorusunun yanıtı aslında çok daha büyük bir hikâyenin özetidir: İmkânsız gibi görünen hayallerin bilimin ışığında gerçeğe dönüşmesidir.

Benzer İçerikler
  • Site İçi Yorumlar

En az 10 karakter gerekli

en iyi casino siteleri